SezSel’de lokal üretim vurgusunu sıklıkla yapıyoruz. Çünkü bizim için mühim bir konu. Bugün bir ürünü “nereden” ve “kimden” aldığımız, geleceğimizi nasıl şekillendireceğimizi belirliyor. Lokal üretim sadece ekonomik değil; sosyal, kültürel ve çevresel bir mesele.
Her yörede kendine has üretim biçimleri, el sanatları, desenler ve teknikler vardır. Bunlar yalnızca ürün değil; ‘kültürel mirasın ve el emeğinin taşıyıcılarıdır’. Lokal üretim sayesinde bu değerler yaşar, korunur ve geleceğe miras kalır.
Peki bu sadece nostalji mi? Hayır. Bu, ekonomiyi, toplumsal bağları ve gezegeni korumanın bir yolu. 💛
Göç meselesi…
İnsanlar iş, eğitim, geçim, sosyal veya kültürel gelişim gibi sebeplerle göç eder. Ancak doğduğu, büyüdüğü yerde geçinebilen, üretim yapabilen, kendini geliştirebilen biri, büyük şehre göç etmek ya da orada yaşamaya devam etmek zorunda kalmaz. Tercih edebilir elbette ama zorunda olmak başka!
Yerel üretim, küçük şehirleri ve kırsalı yaşatır. İstihdam yaratarak ekonomik olduğu kadar sosyal ve kültürel yaşamı da güçlendirir. Ve tersine göç mümkün hale gelir.
Tıpkı kurucumuz Selçin’in bunu deneyimlediği gibi… SezSel’i köklerinin bulunduğu Trakya’da kurarak, 19 yıl sonra İstanbul’dan Tekirdağ’a döndü. Çünkü yaşamı yerelde yeniden kurmak mümkün. 💛
Lokal üretim aynı zamanda gezegene saygılı bir tercih. Hammaddenin aynı bölgeden tedarik edilmesi ve üretimin yerelde yapılması, karbon ayak izini ciddi şekilde azaltır. Taşıma, paketleme, depolama süreçlerinde doğaya daha az yük bırakılır. Yavaş moda ve sürdürülebilir moda yaklaşımı tam da burada devreye girer: Daha az zarar, daha çok değer.
SezSel olarak biz de bu bilinçle üretim yapıyor, her bir ürünü el emeğiyle ve doğaya saygılı bir anlayışla hayata geçiriyoruz. Trakya başta olmak üzere kadın kooperatifleri ve kadın üreticilerle birlikte, her bir ürünü el emeği ile ve doğaya saygılı bir anlayışla hayata geçiriyoruz.
Bizim için lokal üretim demek:
Her SezSel parçası; yerel üretime, kadın dayanışmasına ve kültürel hafızaya dokunan bir hikâyedir.
Bir dahaki alışverişinizde şu soruyu sorun: “Bu ürün nereden geldi? Kim üretti?”
Cevap, elinizde tuttuğunuz şeyin en değerli parçası olabilir.